Kızcağız çalan ev telefonunu panik içinde açmış ama karşısındaki “Tatlım nasılsın? Günün nasıl geçiyor?” diyen dostça ve yumuşak ses onu rahatlatmış. “Oh anne!” demiş kız hüngür hüngür ağlamaya başlayarak, “Çok kötü bir gün geçiriyorum.. Bebeğim mamasını yemiyor, çamaşır makinem bozuldu, ayak bileğimi burktuğum için çarşıya gidemiyorum, ev berbat, üstelik de akşama yemeğe misafirlerimiz var!..”
Anne şaşkın ama sükunetini bozmadan cevap vermiş: “Bak önce otur, gözlerini kapat ve rahatla. Yarım saat sonra oradayım, gelirken de gerekenleri alırım, evini temizler akşam için de yemeklerini hazırlarım.. Şimdi lütfen ağlamayı kes.. Her şeyi ben hallederim. Hatta şimdi Mahir’i arayacağım bugün bürosundan biraz erken gelsin de sana yardım etsin.” Kız “Mahir?..” demiş kız, “Kim o Mahir?” Kadın “ Aa?.. Kocan Mahir kızım?” demiş. Ardından sormuş “Orası 555 1374 değil mi?” Kızcağız “Hayır, 555 1375?” cevabını vermiş. Uzun bir sessizlik olmuş, “Yani?..” demiş kız tekrar ağlamaya başlayarak, “Yani bu bana gelmiyorsunuz anlamına mı geliyor?..”
Vatan Gazetesi, 15.08.2010 Pazar