Ananı getir
Köylü oğlan ve babası büyük şehre ilk defa gelmişler. Alışveriş merkezinde zemin kattaki iki gümüş renkli parlak duvarın ağır ağır açılıp kapanması ilgilerini çekmiş. “Bu ne baba?” diye sormuş oğlan. Hayatında hiç asansör görmemiş. Baba “Bilemiyorum oğul..” demiş. Onlar bu ilginç şeyi nefeslerini tutup izlerken tekerlekli sandalyeli yaşlı bir kadın sağa sola kayan gümüş renkli duvarlara doğru gitmiş ve bir düğmeye basmış. Duvarlar açılmış, yaşlı kadın yoğun ışıklı küçük bir odaya girmiş, duvarlar kapanmış. Oğlan ve babası kapının üzerindeki küçükten büyüğe doğru yanıp sönen ışıklı rakamları izlemişler. Son rakamdan sonra aynı sırayla bu sefer geriye doğru ışıklar teker teker yanmış. Sonunda duvar iki yana kayarak açılmış, dışarı 24 yaşlarında incecik muhteşem bir fıstık çıkmış. “Oğlum” demiş adam kızdan gözlerini ayıramayarak, “Koş.. Koş ananı getir!..”
Önemli bilgi
Orta yaşlı bir kadın müzeye girmek için bilet sırası gelince gişe görevlisi “Giriş 20 lira efendim” demiş, “Ama yaşınız şayet 50’yi geçtiyse 15 lira alıyoruz.” Kadın “Aa!” demiş şaşırarak, “Hangi kadın böyle önemli bir bilgiyi 5 lira karşılığında verir ki?”
Kurtarmak
Şehrİn “Kırmızı Fenerli” sokağında yürüyen adamın yanına güzel genç bir kız yanaşmış, “Bayım bir miktar para verirseniz benim gibi genç bir kızı bu iğrenç sokaktan kurtarabilirsiniz” demiş. “Ta..Tabii” demiş heyecanlanan adam elini cüzdanına götürerek, “Ne kadar vermem gerekir?” Kız “Değişir” demiş gülümseyerek, “Kaç saatliğine kurtarmak istediğinize göre değişir!..”
Büyük sevinç
Bİr gün kadın kocasına sormuş “Ben ölsem sen ne yaparsın?” diye. “O an ben de ölürüm” demiş adam. “Neden?” diye mutlu bir ifadeyle sormuş karısı. Adam cevaplamış: “Öyle büyük bir sevinci kalbimin kaldırabileceğini zannetmiyorum!..”